Kocaya Takılan Ziynetler

Düğün sırasında erkeğe hediye olarak takılan ziynetin kime ait olduğu hususunda yöresel örf ve adete bakılmalıdır. Düğün sıra­sında erkeğe hediye olarak takılan ziynet o yöredeki örf ve âdete göre erkeğe verilmiş kabul edilir ve erkek tarafından daha sonra ka­dına bağışlanırsa, bu ziynet eşyaları artık kadına ait sayılır fakat er­kek tarafından bağışlanmaz ise erkeğe ait olur[1].

 

Dava konusu yapılan ziynetlerin düğün sırasında kocaya hediye ola­rak takıldığı anlaşılmaktadır. Bu ziynetlerin kadına bağışlandığı da ka­nıtlanamamıştır. Şu halde kadın tarafından açılan davanın reddi gerekir.

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi so­nunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gös­terilen hüküm temyiz edil­mekle evrak okunup gereği görüşülüp dü­şünüldü.

1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uy­gun sebep­lere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görül­memesine göre davacı-davalı kadının temyiz itirazları yersizdir.

2- Davalı-davacının temyizine gelince;

A) Toplanan delillerden dava konusu yapılan ziynetlerin düğün sırasında kocaya hediye olarak takıldığı anlaşılmaktadır. Bu ziy­netlerin kadına bağışlan­dığı da kanıtlanamamıştır. Şu halde kadın tarafından açılan davanın reddi gere­kirken yazılı şekilde hüküm ku­rulması isabetsizdir.

B) Koca, karşı davası için 10.100.000. TL başvurma harcı ya­tırmıştır. Peşin alınması gereken nispi harç ikmal ettirilmeden (Harçlar K. m. 30, 32) işin esasının incelenmesi ve kesin hüküm oluşturacak şekilde red hükmü kurulması doğru değildir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın 2/A-B bentlerinde yazılı nedenle BO­ZULMA­SINA; kadının temyizinin 1. bentte gösterilen sebeple ONANMA­SINA, aşağıda yazılı harcın Binnur'a yükletilmesine, pe­şin harcın mahsubuna, temyiz peşin harcı­nın yatıran Adem'e geri verilmesine, iş bu kararın tebliğin­den itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi[2].

 

Düğünde takılan erkek künyesi haricindekilerin kadına ia­desi gere­kir.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda ma­halli mah­kemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mura­faa icrası sure­tiyle tetkiki istenilmekle du­ruşma için tayin olunan 21.11.2006 günü vekili geldi. Karşı taraf tebligata rağmen gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bıra­kılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kâğıtlar okunup ge­reği görüşülüp düşünüldü.

1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uy­gun sebep­lere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görül­memesine göre dava konusu edilen erkek künyesine yönelik temyiz itirazının reddi gerekir.

2- Dava konusu olan erkek künyesi haricindeki ziynet eşyaları ve paranın düğünde hediye olarak davacıya takıldığı, daha sonra otomobil alımı amacıyla davalı tarafından bozdurulup davacıya iade edilmediği, davacının dövülmüş vaziyette evden ayrıldığı; bo­şanma ve ceza dosyaları, doktor raporu ve tanık beyanlarıyla sabit­tir. Davalı kocaya ait olması gereken 1 adet erkek künyesi dışındaki dava konusu altınlar ve para yönünden davanın kabulü gerekirken dosya kapsamına uymayan yanlış gerekçeyle davanın reddi usul ve yasaya aykırıdır.

Temyiz olunan kararın 2 nolu bentte gösterilen sebeple BOZULMA­SINA, erkek künyesine yönelik bölümün 1 nolu bentte gösterilen nedenle ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 500,00 YTL vekâlet ücretinin davalı­dan alınıp davacıya verilme­sine, temyiz peşin harcının istek halinde iadesine, iş bu kararın teb­liğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi[3].

 

Örf ve adet araştırılmadan, eksik tahkikatla düğün sıra­sında koca­nın üzerine takılan eşyanın kocaya ait kabulü ile ka­dından istirdadına karar verilmesi doğru değildir.

Dava ve Karar: Yukarıda tarihi, numarası, konusu ve tarafları gösterilen hükmün: Dairenin 25.5.1995 gün ve 5220/6296 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Adı geçen Dairemiz kararının düzeltilmesi istenilmekle, evrak okundu, gereği görüşülüp düşü­nüldü.

2. Hukuk Dairesi Kararı:

Taraflar karı kocadır. Davacı bir kısım eşyasının davalıda kal­dığını iddia etmiştir. Davalı da karşı dava dilekçesinde düğünde ta­kılan bazı ziynet eşyası­nın kendisine takıldığını, karısında kaldığını ileri sürüp istirdadını istemişlerdir.

İhtilaf düğünde takılan bazı ziynet eşyasının taraflardan hangi­sine ait ol­duğu noktasında düğümlenmektedir.

“Menkul bir şeyin zilyeti onun maliki adolunur” (M.K. 898). Taraflar bu karinenin aksini her türlü delil ile ispatlayabilirler.

Mahkeme söz konusu ziynet eşyasının kocaya takıldığını belir­leyip isteği kabul etmiş, ancak yargılama sırasında kadın örf ve adet gereği tüm ziynet eş­yasının kim tarafından hediye edilirse edilsin geline ait olacağını savunmuştur.

Medeni Kanunun 1. maddesi gereği Hâkim Kanunda hüküm bulunmayan hallerde örf ve adet gereğince karar verme yetkisine sahiptir. Taraflar zilyetlik karinesinin aksine her türlü delil ile is­patlayabileceklerine göre burada örf ve âdetin tesbiti önem taşı­maktadır. Tarafların oturdukları bölgede, düğünde kim tarafından hediye edilmiş olursa olsun, takılan ziynet eşyasının geline ait ol­duğunu kabule elverişli istisnasız herkes tarafından uyulan, istikrar kazanmış örf ve adet varsa, kadını hukuki hamil kabul etmek gere­kir. Bu yön gözetilme­den örf ve adet araştırılmadan, eksik tahki­katla düğün sırasında kocanın üzerine takılan eşyanın kocaya ait kabulü ile kadından istirdadına karar verilmesi doğru değildir.

Bu itibarla hükmün bozulması gerekirken temyiz incelemesi sı­rasında bu yön gözden kaçmış ve hüküm onanmış olmakla onama kararına kaldırılması ve hükmün bozulması uygun düşmüştür.

Sonuç: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 440 ve 442 mad­deleri ge­reğince karar düzeltme isteğinin kabulüne onama kararının kaldırılmasına ve hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA oy­çokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ:

Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre Hukuk Usulü Mu­hakemeleri Kanunun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbiri­sine uygun olmayan karar düzeltme isteği yersizdir. Bu itibarla sa­yın çoğunluğun bozma görüşlerine katılmıyorum[4].



[1] GENÇCAN, Mal Rejimleri Hukuku, Sahife 453 vd.

[2] 2. Hukuk Dairesi 2006/10209 2007/18598 28.12.2007

[3] 2. Hukuk Dairesi 2006/21021 2007/101 22.01.2007

[4] 2. Hukuk Dairesi 10121/11061 26.10.1995