Ziynet Eşyasının Hukuki Dayanağı

Eşlerin ziynet eşyalarına ilişkin taleplerinin hukuki dayanağını Türk Me­deni Kanunu’nun 226. maddesi oluşturmaktadır. Her eşin diğer eşte bulunan mallarını geri alabileceğini düzenleyen madde metni İsviçre Medeni Ka­nunu’nun 205’inci maddesine karşılık gelmektedir.

Türk Medeni Kanunu’nun 226. maddesi her eşe, edinilmiş mallara ka­tılma rejiminin tasfiyesinde, diğer eşin zilyetliğinde bulunan mallarını geri alma hakkını tanımıştır. Aslında her eş gerek kişisel, gerek edinilmiş bütün malvarlığı üzerinde evlilik süresince mülkiyet hakkını muhafaza ettiğinden, kendi mallarından yararlanma veya yönetim amacıyla diğer eşe bıraktığı malla­rını geri alacaktır[1].

 

Kişisel malların iadesi Türk Medeni Kanunun 226. madde­sinde dü­zenlenmiş olup ihtilafın bu madde hükümlerine göre çözümlenmesi gere­kir.

Dava: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numa­rası yazılı eşya alacağı davasına dair karar, davalı tarafın­dan süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş ancak, davanın değeri itibariyle duruşmaya tabi olmadığından duruşma isteğinin reddine karar verildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup ge­reği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Dava, çeyiz eşyaların ve düğünde takılan takıların iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama usulle­rine dair Kanunun 4.maddesinde 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK.118-395 md.) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkeme­sinde bakılacağı ve geçici 1. maddesi ile de daha önce açılan dava­larında Aile Mahkemelerine devri gerektiği hükme bağlanmış­tır.

Olayımıza gelince; çeyiz eşyalarının takıların iadesine ilişkin davaların Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girmesinden önce veya sonra açılmasına bakılmaksızın Aile Mahkemesinde görülmesi zorunludur. Bu nedenle bağımsız Aile Mahkemesi bulunan yerlerde bağımsız Aile Mahkemesinde, bağımsız Aile Mahkemesi bulunma­yan yerlerde ise Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatıyla görülüp karara bağlanması gerekmektedir.

Kişisel malların iadesi Türk Medeni Kanunun 226. maddesinde düzen­lenmiş olup davanın bu madde hükümlerine göre çözümlen­mesi icap eder.

Söz konusu maddenin Türk Medeni Kanununun 2. kitabında yer aldığı ve Aile Mahkemesi sıfatıyla görülüp sonuçlandırılması gerekirken bu husus düşünülmeden Asliye Hukuk Mahkemesi sıfa­tıyla yargılamaya devam edilip sonuçlandırılması doğru olmadığın­dan hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının tem­yiz edene iadesine, 19.04.2012 tari­hinde oybirliğiyle karar verildi[2].



[1] Madde gerekçesinden.

[2] 6. Hukuk Dairesi 1243/6279 19.4.2012